Çiçeği burnunda uzman oldum. Eğitim aldığım hastaneden çok şey öğrenmiş, öğrendiklerimi mecburi hizmette doğunun her yerine götürüp uygulamak istiyordum. Mecburi hizmetim Van’ın Çaldıran ilçesine çıktı. İnternetten araştırdığımda edindiğim tek bilgi Türkiye’nin en soğuk ilçesi olarak tarihe geçmiş olmasıydı. Ne gerek vardı ki daha fazla araştırmaya, gidince görecektim nasıl olsa… Gittim ve gördüm. Anestezi hekimi olmayan... Continue Reading →
ALMANCI YAZILIR ALAMANCI OKUNUR 17
Hastaneye 700 metre mesafede, resimlerinden en çok beğendiğim bir ev için geri dönüş oldu. Attığım mailden yaklaşık 2 hafta sonra beni arayan emlakçı, ‘hala ilgileniyor musunuz evle?’ diye sormuştu. Hangi emlakçının hangi ev için aradığını bile bilmiyordum, telefonda anlamamıştım😊. ‘Evin mutfağı var mı?’ diye sordum. Emlakçı olumlu yanıtlayınca ‘tabii ki ilgileniyorum o zaman’ demiştim. Cuma... Continue Reading →
ALMANCI YAZILIR ALAMANCI OKUNUR 16
Yemek sonrası eve nasıl rahatlayarak dönmüştüm. Gerçekten çok zor durumda kalırsam Sumru hanım vardı, ama yine de özellikle onların yaptığı tekliften sonra benim için asla vazgeçmek yoktu. Sonraki gün göndermek üzere Moers’teki hastaneye bir gün Hospitasyon yapmak istediğimi belirten bir mail hazırlamıştım. Sabah attığım maile hemen öğleden sonra geri dönüş olmuştu ve 28 Temmuz’da ekiple... Continue Reading →
VAZGEÇİŞ 1
(Bu yazıyı yaklaşık 3 ay önce taslak olarak hazırlamıştım, düzeltmek - kırpmak biraz zaman aldı) ARTIK TÜRKİYE’DE DİNLENMEDİĞİMİ VE İSTENMEDİĞİMİ DÜŞÜNÜYOR(D)UM Ve ülkem adına çok üzgünüm… Boğaziçi’li öğrencilerin çektiği videoyu bugün iki ameliyat arasında gördüm. Videoyu sessiz sedasız bir köşede izlemiştim, altyazı vardı… Dinlemeye gerek yoktu ki, okuduklarım beni ağlatmıştı yine de. Bu kez bu... Continue Reading →
ALMANCI YAZILIR ALAMANCI OKUNUR 15
Sınavı geçmem sonrası online kutlamalar devam ediyordu tabii ki. Tam 18 ay geçmişti Almanya’ya geleli ve burada çalışabilmem için önümdeki en önemli engeli geçmiştim. Sınavdan sonra hafta içini Düsseldorf’un keyfini çıkararak geçirdim. Tabii ki bu süre içinde de boş durmadım ve NRW eyaletinde çalışabileceğim, asistanlık eğitimi veren hastanelerin listesini çıkardım. Eğer Bayern’de kalmak istemezsem, dönüşte... Continue Reading →
ALMANCI YAZILIR ALAMANCI OKUNUR 14
Almanya’da kalmaya karar verdikten sonra her şey istediğim gibi gitmemişti tabii ki… Kurs online’a dönmüştü ve dışarıda kimseyle buluşup ders çalışma şansımız kalmamıştı. Almanya tam bir kapanmaya gitmiş ve tam benim dili biraz öğrendim artık pratik yapmalıyım dediğim süre içinde dışarı çıkıp konuşacak birilerini bulmak imkansız olmuştu. Tutunduğum tek gerçek, ‘bu sana has değil, tüm... Continue Reading →
ALMANCI YAZILIR ALAMANCI OKUNUR 13
Tabii hayallerle gerçekler birbirinden oldukça farklıydı. Kendimi yeni yıl tatilinde bol bol gaza getirmiştim, ama verdiğim yeni yıl kararlarını uygulamakta zorluk çekiyordum. Zayıftım… Almanya’ya döndükten daha 4-5 gün sonra annem beni ziyarete gelmeye karar vermişti. Türkiye’de geçirdiğim zamanda annemle yaptığım konuşma içine sinmemişti doğal olarak. Beni görmek istiyordu. Bir taraftan çok zamansız olsa da öteki... Continue Reading →
ALAMANCI XOX
Sihir denen bir şey var Dünya’da… Bazen su ile suyu karıştırırsın Ayran olur, bazen de Yoğurt ile suyu karıştırırsın, adına Rakı derler… Eğer bu karışım tek ile duble arası bir yerdeyse tadına doyum olmaz. Fakat sofra ciddiyet gerektirir… Bu yazının yeri veya sırası yok. Tamamen bir nöbet çıkışında, hatta oldukça mutluyken beni hüngür hüngür ağlatan... Continue Reading →
ALMANCI YAZILIR ALAMANCI OKUNUR 12
Sonraki hafta hepimiz için oldukça zorlayıcı geçti. Ben hekim olarak ve bir kadın doğumcu olarak, yeni doğan bebek hakkında ne kadar az şey bildiğimi fark ettim. Aslında biz kadın doğumcular sadece anne karnında olan şeylerden haberdarmışız, sürpriz yumurta çıkınca elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Yeni doğan bir bebek ne kadar yer, ne sıklıkta yer, ne sıklıkta... Continue Reading →
ALMANCI YAZILIR ALAMANCI OKUNUR 11
Cuma akşamı Türkiye’ye indim. En son çalıştığım yer Bolu’ydu ve orada çok güzel arkadaşlıklar edinmiştim. Doğum öncesi hafta sonu Bolu’ya ziyarete gittim. Nasıl geçiyordu? Eh, içgüveysinden hallice işte diyordum. Beraber çalışmayı özlemiştim, aslında çalışmayı özlemiştim. Kısa hafta sonu gezmesinden sonra Pazar günü akşam saatlerinde İstanbul’a döndüm. Ablam sabahtan hastaneye yatmıştı. ‘Gelmene gerek yok, yarını bekliyoruz,... Continue Reading →