ARTVİN YOLCUSU KALMASIN – Üçüncü Bölüm

Artvin’deki ikinci günümüz fotoğrafçılar için hayli erken başlıyor. Bu kez konaklama tercihimizi otelden yana kullandık ve kaldığımız Black Forrest Otel’in manzarası gerçekten çok güzel. Gün doğumu ile otelin terasından harika kareler çekiyoruz. Sonrasında kahvaltı ve rota Maden köyü…

IMG_3355[1]

 

Maden Köyü

Şavşat’tan Maden köyüne yaklaşık 1 saat 20 dakika kadar yolumuz var. Yol yine sohbet muhabbet ve bolca Karadeniz türküleriyle geçiyor. Maden köyüne vardığımızda tam bir hayal kırıklığıyla karşılaşıyoruz. Manzara çok güzel, köyün tüm evleri ahşaptan yapılma ve bozulmamış. Dışarıdan bakınca gerçekten 50 yıl öncesinde kalmış, dokusunu koruyan orijinal bir Karadeniz köyü ile karşılaşıyorsunuz. Ama güneş yok ve hava oldukça sisli. Ne kadar havanın açılmasını beklesek de güneş gülümsemedi maalesef bize. Planımızı aksatmamak için Artvin merkeze doğru yola koyulmak durumunda kaldık.

GFLV7422[1]

Artvin Merkez

Buralara kadar gelmişken Artvin Merkez’e uğrayıp döner yemeden dönülmez mantığı ile şehir merkezi tabelasından içeri giriyoruz. Benim hayatımda gördüğüm en ilginç şehir yerleşimine sahip Artvin’in ana caddesi bitmek bilmez bir “S” şeklinde. “Tamam, geldik” derken tekrar bir virajla bir adım daha yukarı çıkıyoruz. Her dönemeçte bir devlet binası, dönüyorsunuz İl Sağlık Müdürlüğü, diğer dönemeçte Anadolu lisesi, bir sonrakinde cezaevi gibi. Uzun bir tırmanma sonrası merkezde arabayı park ediyoruz, birkaç esnafa sorup fikir aldıktan sonra bir dönercide karar kılıyoruz. Et yemeklerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çok iyi olduğu yanılgısı mevcuttur hep, Artvin döneri de bence oldukça iddialı. Tam da 23 Nisan’a denk gelmişiz ve bugün dünyanın en büyük Atatürk heykelinin bulunduğu Atatepe’de sosyal tesisin açılışı var. Heykel Artvin’in ileri gelenlerinden Sıtkı Kahvecioğlu tarafından yaptırılmış. 22 metre yüksekliğinde ve 60 ton ağırlığında olan heykelin bu tepeye getirilişi ise başka bir macera. Atamı o tepenin üzerinde bir ayağı önde, eli çenesinde, onca heybetiyle görmek beni çok gururlandırdı. Bizim dönüşümüz sonrası 19 Mayısta yapılan heykelin açılışında bir takım sıkıntılar yaşanması da oldukça üzdü. Neyse biraz fotoğraf çekimi sonrası Borçka’ya gitmek üzere yola çıkıyoruz.

EPFU4252[1]

Borçka – Karagöl

Vakit iyice azalığından daha önce, belki uğrarız, dediğimiz Macahel’i daha sonraki bir gelişe ertelemek zorunda kalıyoruz. Sırada Borçka – Karagöl var. Artvin’de iki Karagöl olması hep kafa karıştırıcı olmuştur. Ama “hangisi daha güzel?” diye sorarsanız, açık ara farkla Borçka – Karagöl derim. Çünkü araçlar için göl dışında ayrı bir park alanı var. Siz göl etrafında yürüyüp fotoğraf çekerken, kırmızı lacivert insan yapımı araçlar kadraja giremiyor. Göl etrafında oturmak için banklar, sosyal tesis hatta çöp kutuları bile göze hitap edecek şekilde yapılmış. Fotoğrafçı arkadaşlarım benle aynı fikri paylaşmadılar ama yine de Borçka – Karagöl diyorum.

ADKG0138[1]

Her güzel tatil gibi bu tatilin de sonuna yaklaştık. Dönüşte akşam yemeği için tercihimizi Çayeli fasulyesinden yana kullandık. Rize merkezde Lale Lokantası’nda nefis fasulye ve kavurma ziyafetinden sonra hemen yanındaki mağazadan çay alışverişleri de yapıldı. Dönüş yolunda tatilin kritiği ve “tekrar ne zaman geliriz planları” sonrası Trabzon Havalimanı’na varıyoruz. Gözlerimden resmen yaşlar akarak aracımı teslim etmek zorunda kaldım.

Yıllardır ertelediğim bir rota olmuştu Artvin, keşke daha önce gelseymişim, diyorum kendi kendime. Gerçekten çok güzel, doğası hala bozulmamış, kirletilmemiş. Artvin’e, özellikle Şavşat’a gidecekler için Kars Havalimanı daha yakın fakat araç kiralarının daha yüksek olduğu söyleniyor. Mutlaka yüksek araç kiralayın. Küçük araçla da yaz aylarında yaylalara çıkabilirsiniz, yollar abartıldığı kadar bozuk değil ama çok virajlı ve stabilize. Yüksek araç konforunuzu artırır. Bizim şanssızlığımız kar yağması dolayısıyla yolların çamurlu olması, bu nedenle de aracın, telefonun çekmediği bir yerde çamura saplanması korkusu oldu. Zaman da kısıtlı olduğundan iki yaylayı es geçmek zorunda kaldık.

İnternet üzerinden araştırma yaptığınızda lokasyonların birbirine mesafesi yanıltıcı olabilir. Mutlaka süre olarak da kontrol edin. Bazen 30 km olan bir yol bir saat kadar sürebiliyor. En önemlisi gitmeyi planladığınız yerler haricinde yollarda da sizi ufak sürprizler bekliyor olabilir. Güzel bir şelale, otlayan koyunlar, serbest dolaşan atlar gibi… Bu durumda bu güzelliklerin yanından yürüyüp gidemiyorsunuz, mutlaka durup biraz fotoğraf için mola vermek gerekiyor. Kısaca; Artvin yaylaları da, Ayder’in, Uzungöl’ün kaderini paylaşmadan gidin görün, derim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: